Az önce kuzenimden geldik, Rüzgar ve ondan iki ay küçük Emir oynadılar saatlerce, biz de kreş muhabbeti yaptık beklendiği üzere, bizim küçük adamlar Eylül de “3” yaş denen psikolojik sınırı geçmiş olacaklar çünkü..
Eve gelince baktım kim ne yazmış diye, Aslı yazmış, okuyun derim..
Bana en sık sorulan sorulardan birkaçı ile yapsam açılışı..
Oğlum/ kızım 18 aylık, artık ona yetmediğimi hissediyorum(?), kreş arıyorum, ne dersiniz?
Bizimki okula gitmem diye tutturdu,3 yaşına da geldi, ne yapsak acaba, hazır değil galiba..
“Kapıdan bırak git, ağlar ağlar susar” dediler, ne yapalım?
Uzar uzar uzar uzar bu liste..
1) Üç yaşına kadar bir çocuğun en temel ihtiyacı “ben” ve “benim” duygusunun tatmin edilmesidir, mümkünse bu sürenin çok büyük bir kısmını mekansal aidiyetle geçirmesi ve çocuğa hep aynı kişinin bakması en sağlıklı yöntemdir..Yani sıkça bakıcı değiştirmeyin, anne bakabiliyorsa şahane ama olamıyorsa da mümkün olduğunca aynı kişiyle geçirsin ilk 3 seneyi..Peki nerede? Evde!!!Parklar, sokaklar, bakkal, manav, süpermarket sizin..Buralar da sizi örnek alarak sosyalleşebilir çocuğunuz, ama 0-3 yaş aralığının en temel ihtiyacı “güvendeyim” duygusunun tatminidir, “ne kadar da sosyalim, yaşasın” gibi bir duygu durumu yoktur çocuğun, bu yetişkin dünyasına has bir yanılgıdır..
2) “Ama her taraf beton, birini görünce yabani gibi arkama saklanıyor” diyorsanız..O zaman önce model olun..Bakkala günaydın deyin, birgün o da diyecek..Komşularınıza selam verin, o da hızla taklit edecek, sıkça misafir ağırlayın, bayılacak!!! Ve bir de oyun grupları kurun..4 çocuklu bir grup ideal..Size gelsinler, siz onlara gidin..Etrafında olun, tekrar ediyorum, 3 yaşına kadar bu dünyanın nasıl bir yer olduğuna karar verecek çocuğunuz, siz yakınlarda olmazsanız “bırakılmışlık” hissi bünyesini hızlıca teslim alabilir, aksi de pek tabiki mümkün ama nadir..Oyun grubu evet..Yapılandırılmış bir ortam hazırlayın, yere bir örtü serin mesela,küçük minderler atın..”Sizin için hazırlandık” duygusunu yaratın ve yaşatın, çok heyecanlanacaklar!!!Bütün oyuncakları dökmeyin, minik aktiveteler hazırlayın hepsinin ilgileneceği..45 dakika oldukça yeterli bir süre..Aç ve uykusuz olmamasına dikkat edin, tadını çıkarabilsin..Sonra da bir serbest oyun zamanı yaratmak ideal, oyuncaklarla vakit geçirebilecekleri..Sakın bunu “gün” e çevirmeyin..Çocuğunuzun peşinde yemesi için elinizde poğaça gezmeyin, mesele yemek değil oynamak 🙂 Ve sosyalleşmek(bu sözcük azıcık antipatik hale geldi ağızlara sakız olması sebebiyle..) Ve mümkün olduğunca sessiz kalın, çocukları izleyin, az müdahele ile nasıl bir ahenk tutturduklarına inanamayacaksınız..
3)Para verip oyun grubuna götürelim mi? Evet götürün ama 3 yaşından küçük ise çocuğunuz “anneli oyun grubu” tercih edin..”Siz bırakın alışır” diyenlere inanmayın, bu öğrenilmiş çaresizliktir..”Ağlasam da gelmeyecek” diyen çocuk susar..Yakınlarında olun ama siz oynamayın o oynasın, eşlik edin ama bırakın o kule yapsın ya da yapamasın..Yapamadığı haller de ona zevk veriyor, çocuklar sonuç değil süreç odaklıdır..Kaygılıysanız da bunu belli etmeyin, çocuklar duygu dedektörleridirler, anında bu duygu çekip alınır ve itinayla size duygu sömürü olarak geri dönebilir:) İlgilenmiyor mu, gidelim mi diyor, biraz deneyin ama çok ısrarcı olmayın..Tüm bunları sıcacık bir ilişki ile çocuğunuza sunan bir anaokulu var ise, tamam, o okulun oyun grubuna da gidebilir elbette çocuğunuz…
4) Kreşe ne zaman gitsin peki? 3 yaşına kadar gitmesin mümkünse, 3 yaşında ise minik adımlar atın, önce 1 saat, sonra 2 saat, ve yavaşça arttırarak..Keyif alıyorsa sonradan arttırarak ve aniden “bırakıp gitmeyerek”..Alışana kadar orada olun, sınıfında olmanıza gerek yok, müdürün odasında ya da en güzeli bahçede bekleyin mesela, bin tane soru sorun bu adımın öncesinde, çocuğunuzu teslim ediyorsunuz, bu en doğal hakkınız..Çocuğunuza yakınlarda olduğunuzu söyleyin..Ve en geç 2 hafta sonra “ben artık gidiyorum ama geleceğim şu saatte” deyin, ama asla bir anda ortadan kaybolmayın..
5)Neye göre seçeceğim kreşi? Çocuğunuzun ihtiyaçlarına göre, konforlu ve süs olmayan bir bahçe ( kötü hava yoktur, kötü kıyafet vardır), sağlıklı yemekler ve iyi bir öğretmen..Müdür ve bina önemli olsa da anaokulu tecrübesi olan ve oyun grupları yapan bir psikolog olarak biliyorum ki bu işin en önemli kısmı öğretmen..Öğretmeniyle tanışın ve çocuğunuzla geçirdiği bir zaman dilimini gözlemleyin mutlaka..
6) Peki siz ne yapıyorsunuz? Rüzgar 2.5 yaşında..Benim yaptığım anneli oyun gruplarından birine katılıyor..Yapılandırılmış ortam, sessiz kalıp izleyebilen anneler, ve hazırlanmış aktiviteler, 45 dakika oyun ve sonrasında serbest zaman..Ekim’ e kadar kreşe gitmeyecek..Ekim’ de ise “gerçek”ten bahçesi olan,işini seven bir öğretmenin olduğu, akademik olarak içi çok boş olmayan ama eve ödev göndermeyecek kadar çocuğun doğasına saygı duyan bir okula gidecek..Önce haftada 3 yarım gün, sonra severse 5 yarım gün..Asla tam gün değil..Evde olmaya ihtiyacı olacak hala biliyorum..Belki uykusu gelecek ve evde uyuyacak, hiç sanmıyorum uyku fobik oğlumun böyle bir beklentisi olacağını, ama evde ve benimle ya da babasıyla olma ihtiyacını karşılayacak böylece..Beraber kek yaparız, çıkar gezeriz, oyun oynarız..Rüzgar’ a asla okula gitmek istiyor musun diye sormayacağım mesela..Bu anne babanın vereceği bir karar, çocuğun kararı olamaz;ama işaretleri gözlemleyeceğim..Ben de her anne gibi oğlumu tanıyorum, keyif alıp almadığını anlayabilir ona göre bu kararımı erteleyebilirim ya da “yanlış yaptım okul seçiminde” deme yürekliliğini gösterebilirim ..Hazır olduğunda ise tam gün gidebilir, ama etrafımda sosyalleşmesine katkı sağlayacak kadar çok çocuk var ise yine şart değil..O zaman ufacık da olsa Rüzgar’ a sorabilirim ne istediğini..
İşte böyle, ben şimdi gidip oğlumun zaten örtülü olan üstünü bir daha örteceğim ve yüzünde bir gülümseme oluşana kadar öpeceğim..
İyi geceler..